Suyun Başındaki Ağalar, Beyler;
Sözüm meclisten içeri!
İklim Krizi: Geleceğin Problemi Değil, Bugünün Gerçeği
Gerçekten bunu kaç kişi biliyor?
Hepimizin okullarda duyduğu bir bilgi vardır:
“Dünya yüzeyinin %70’i suyla kaplıdır.”
Bu bilgi kulağa son derece güven verici gelse de, eksik ve yanıltıcıdır.
Gerçekte, Dünya yüzeyindeki bütün suyu bir araya toplasaydık, bu suyun hacmi, Dünya’nın toplam hacminin yalnızca %1’inden bile az olduğunu görürdük. Dahası, bu suyun %97’si tuzlu sudur ve içme veya tarım için kullanılamaz. Geriye kalan %3’lük tatlı suyun büyük bir kısmı ise buzullarda, atmosferde veya yeraltında saklıdır.
Bu veriler, suyun düşündüğümüz kadar bol bir kaynak olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Ancak mesele sadece küresel çapta değil, Türkiye özelinde de ele alınması gereken önemli dersler içeriyor. Türkiye susuz bir ülke değil, ancak sahip olduğu su kaynaklarını doğru yönetmekte zorluk yaşıyor.
----------------------------------
Kurumuş Nehir Yataklarında Kaybolan Geçmiş ve Umut
Son bir yıl boyunca Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki su kaynaklarını yerinde inceledim. Çocuklarımla birlikte, bir zamanlar çevresine hayat veren nehirlerin bugün kurumuş yataklarında yürüyüşler yaptık. Ancak bu yürüyüşler, bir doğa yürüyüşü gibi keyif vermedi; aksine içimde derin bir acı bıraktı.
O geniş nehir yataklarında yürürken, geçmişte bu suların bölgeye nasıl bir canlılık kattığını hayal etmeye çalıştık.
Oğlum ve kızımla beraber o günleri hatırlamak için hafızamızı zorladık.
Ancak bugün, Amerika’daki çöl filmlerini andıran kurak ve çatlak topraklarla karşılaşıyorsunuz. Yılın sadece birkaç haftasında, ince bir musluktan damlar gibi akan, zar zor bir akış gösteren sular görüyorsunuz. Oysa bu nehir yataklarının genişliği, bir otobanın bile sığamayacağı kadar büyüktü. Şimdi ise bu alanlar tamamen kurumuş durumda.
Bu manzara, yalnızca geçmişteki bolluğu hatırlatmıyor; aynı zamanda çocuklarımın geleceği için duyduğum endişeyi de artırıyor. Su kaynaklarımızı doğru yönetmediğimiz sürece, çocuklarımızın geleceği için kuruyan nehir yatakları sadece birer sembol değil, gerçek bir tehdit haline gelecek.
------------------------------
Türkiye: Su Zengini Bir Ülke mi, Yönetim Krizi mi?
Türkiye, dört mevsim akan güçlü nehirleri ve zengin yeraltı su kaynaklarıyla dünyanın birçok ülkesine göre daha şanslı bir coğrafyada bulunuyor. Ancak bu potansiyelin etkili bir şekilde kullanılamaması, su yönetimindeki ciddi sorunları gözler önüne seriyor. Bugün yaşadığımız “susuzluk”, gerçek anlamda bir su kıtlığı değil, suyun yanlış yönetilmesinden kaynaklanan bir krizdir.
Yerinde yaptığım incelemelerde, suyun yanlış yönetimiyle nasıl israf edildiğini net bir şekilde gözlemledim. Örneğin:
Yuvarlakçay: Muğla’daki Yuvarlakçay, yıl boyunca yüksek debiyle akarak denize dökülüyor. Bu suyun kontrolsüz akışı, yalnızca büyük bir israf değil, aynı zamanda toprak kaybına da yol açıyor.
Manavgat Nehri: Antalya’daki Manavgat Nehri, düzenli akışıyla Türkiye’nin en önemli su kaynaklarından biri. Ancak bu potansiyel, kurak bölgelere taşınarak değerlendirilemiyor.
Antik Dönemin Çözümleri: Denizli’de antik döneme ait uzun su kanallarını inceledim. Bu yapılar, kilometrelerce uzaklıktaki tarlaları sulamak için inşa edilmiş. O dönemin teknolojisiyle bile suyun etkin bir şekilde yönetilebildiğini görmek, bugünkü teknolojinin bu alanda nasıl yetersiz kaldığını anlamak için düşündürücü bir örnek.
-------------------------------
İklim Krizi ile Mücadelede Türkiye’nin Rolü
İklim krizinin su döngüsünde yarattığı bozulma, kuraklık ve su taşkınları gibi sorunları beraberinde getiriyor. Ancak Türkiye, sahip olduğu güçlü su kaynaklarıyla bu krize karşı koyabilecek potansiyele sahiptir. Bugün, enerji transferi için kıtalar arası boru hatları inşa ediliyorsa, aynı şekilde suyun bol olduğu bölgelerden kıtlık çeken bölgelere taşınması da mümkündür.
Manavgat, Yuvarlakçay ve Büyük Menderes gibi akarsular, modern barajlarla tutulabilir ya da boru hatlarıyla taşınabilir. Bu sayede hem su israfı önlenir hem de tarım ve günlük yaşamda kullanılabilir su miktarı artırılabilir.
-----------------------------------
İnanın Su Yönetimi Krizi Çözülebilir
Su, sınırlı bir kaynaktır. Dünya genelindeki toplam su hacmi, sandığımız kadar büyük değildir. Ancak Türkiye, bu sınırlı kaynağın etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayacak coğrafi avantaja sahiptir. Bu avantajı kullanarak:
Modern barajlar ve su transfer projeleri geliştirebiliriz.
Denize dökülen suyun verimli kullanımı sağlanabilir.
Antik dönemin su yönetimi mirasını modern teknolojiyle birleştirerek sürdürülebilir çözümler üretebiliriz.
İklim krizi geleceğin değil, bugünün sorunudur. Su kaynaklarımızın kıymetini bilmek, bu krizi aşmanın ve geleceğimizi kurtarmanın ilk adımıdır.
Sevgiyle Kalın
Volkan İlgüz