Milletvekilleri ile trafik polisleri arasında son günlerde yaşanan istenmeyen olaylar, kamuoyunda geniş yankı bulurken 'trafikte geçiş üstünlüğü' bir kez daha tartışmaya açıldı.
Mersin Erdemli'de geçtiğimiz Temmuz ayında iktidar partisine mensup kadın bir milletvekili'nin görevli trafik polislerine ağır hakaret ve tehdit içeren videoları sosyal medyaya yansıyınca “geçiş üstünlüğü” konusu tekrar ülke gündemine taşındı.
2010’da vekillerin mahkemelerden aldıkları “trafik cezası iptali” kararları ile başlayan süreç, 2010 ve 2012’de genelgeye, 2019’da ise yasalaşarak resmi “geçiş üstünlüğü”ne dönüştü.
Vekillerin sisteme kaydettikleri iki aracı, trafikte “geçiş üstünlüğü”ne sahip oluyor, “mavi-kırmızı çakar” takabiliyor. TBMM’de milletvekillerinin ceza iptal işlemlerini takip eden “Başkan Yardımcılığı” ve bu birime ait bir büro ve personel bulunuyor. Eski milletvekilleri de bu haklardan yararlanmak istiyor.
Güncel yasal mevzuat, Türkiye Cumhuriyeti’nde üst düzey bazı kamu görevlileri ile birlikte TBMM’de görev yapan, seçilmiş 600 milletvekilinin araçlarına “geçiş üstünlüğü” ve “trafik cezalarından muafiyet” tanıyor.
Yasaya göre milletvekili dokunulmazlığının bir parçası olan “araç dokunulmazlığı” ilişkin mevzuatın ayrıntıları şöyle:
*TBMM’nin 23. ve 24. dönemlerinde milletvekilliği yapan bazı isimler, araçlarına kesilen trafik para cezalarına itiraz ederek davalar açtı. Mahkemeler, “dokunulmazlık gerekçesiyle milletvekili araçlarına ceza yazılamayacağına” hükmetti ve vekillerin araçlarına uygulanan cezalar iptal edildi.
* Bu gelişmelerin ardından dönemin Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal, Ekim 2010’da trafik ekiplerine yönelik yayımladığı 13 maddelik genelge ile “milletvekillerine ceza kesmeyin..” uyarısında bulundu.
*Uygulamada aksaklıklar yaşanınca dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 5 Mart 2012’de Jandarma Genel Komutanlığı ve valiliklere bir genelge gönderdi. Genelgede, “milletvekillerinin Anayasal dokunulmazlığa sahip olduğu” anımsatılarak, “vekillerin araçlarına trafik cezası kesilemeyeceği” kaydedildi.
*Genelgenin ardından 2012’de başlatılan uygulama ile her milletvekilinin dilekçe ile TBMM’ye bildirdiği 2 araç plakası, İçişleri Bakanlığı’nca, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sistemine, “milletvekilinin kullandığı araç” şerhi ile kaydedilmeye başlandı. Uygulama kapsamında söz konusu araçların kural ihlali yapması durumunda, “trafik idari para ceza tutanağı” yerine “trafik kural ihlali tespit tutanağı” düzenlenmeye başlandı. Trafik ekipleri bu tutanakları bağlı bulundukları valilikler aracılığıyla TBMM’ye ulaştırdı.
* 2016’da ise milletvekillerinin eşlerinin ve çocukların kullandığı araçlara yazılan trafik cezalarını, “Ben kullanıyordum..” diyerek iptal ettirdiği iddia edildi. Bu süreçte bazı eski milletvekilleri, kendilerine de trafik cezası uygulanmamasını talep ederek TBMM Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı'na başvurdu.
* 24 Aralık 2019’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7196 sayılı torba kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda değişikliğe gidildi. Bu kapsamda TBMM üyelerine ait araçlar trafikte geçiş üstünlüğüne sahip oldu. Söz konusu değişikliğe yönelik düzenleme yapma yetkisi de İçişleri Bakanlığı’na verildi.
Bakanlığın hazırladığı ve 2 Şubat 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan “Geçiş Üstünlüğüne Sahip Araçlar Hakkında Yönetmelik” ile milletvekillerinin araçlarına, “mavi-kırmızı” ışıklı uyarı işareti (çakar) takabilemesini yasal hale getirildi
2010’da alınmaya başlayan mahkeme kararları, devamında yayımlanan genelgeler ve 2019’da yapılan yasa değişikliğinin sonucunda milletvekillerine ait araçlar, trafikte geçiş üstünlüğüne sahip oldu. Bu kapsamda, milletvekilleri dilekçe ile başvuruda bulunarak kullandıkları iki aracın plakasını, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sistemine, “milletvekilinin kullandığı araç” şerhi ile kaydettirebiliyor.
Sahadaki trafik polisleri, kullandıkları tablet ya da telefon aracılığıyla bu plakaları sorgulattıklarında bu bilgiye erişebiliyor. “Yazılı olmayan” fakat sahada sıkça karşılaşılan bir başka uygulamaya göre, milletvekilinin içinde bulunduğu araç, kayıtlarda görünsün ya da görünmesin, “vekilin ilgili kolluk personeline, TBMM üye kimliğini göstermesi” ile yoluna devam edebiliyor.
TBMM Milletvekili Hizmetleri Başkanlığı’nın çatısı altında “Trafik İşlemleri” ile görevlendirilmiş bir Başkan Yardımcısı bulunuyor. TBMM’de bir büro ve personel “trafik cezası iptali” işlemlerini takip etmek üzere milletvekillerine hizmet veriyor.
Milletvekillerimizin, polis aracı, ambulans ya da itfaiye acilliğinde bir yere yetişmesine gerek olmadığına göre çakar taktırmak, emniyet şeridini kullanmak gerçekten çok kötü bir görüntü oluşturuyor.
Bütün şeritleri tıkayan araçlar nedeniyle zaten içinden çıkılmaz durumda olan şehir trafiği, çakarlıların çokluğu nedeniyle iyice felç oluyor. Geçen gün İstanbul’da bir olaya tanık oldum, çakarlı bir araç önündeki otomobili sıkıştırmıştı ve adeta yolun dışına atmaya çalışıyordu.
Öndeki taşıtın sürücüsü de zaten kilitlenmiş olan trafikte zar zor ilerlemeye gayret ediyordu. Sinirlenen çakarlı aracın sürücüsü, elini camdan çıkarıp parmağıyla “Görürsün sen..” işareti yaptı ve taciz ettiği aracın bir de fotoğrafını çekti..! O fotoğrafla ne yapabileceğini bilmiyorum ama özellikle İstanbul trafiği kendilerini kanunun ve hatta her şeyin önünde gören bu sürücülerle doldu.
Trafikte zaten magandalardan geçilmiyor. Bunlar yetmiyormuş gibi bazı ayrıcalıkların arkasına saklanan araç kullanıcılarının yolları karıştırmasına izin verilmeyeceğini umuyorum.
Yasal düzenlemelerdeki eksiklikler, trafik kültüründeki gerilik ve altyapı sorunları nedeniyle her yıl binlerce vatandaşımızı trafik kazalarında kaybediyoruz.
Ben de İstanbul'da polisin bulunmadığı noktalarda trafik denetimine katkıda bulunmak için 2012 yılında üstlendiğim Fahri Trafik Müfettişi kimliğimle, milletvekilinin araçlarına “geçiş üstünlüğü” ve “trafik cezalarından muafiyet” tanınmasına karşıyım...
Yüce Meclisimizden beklentim, imtiyaz peşinde koşanlara yasal düzenlemelerle yol açmak değil, trafik paydaşlarının da istek, öneri ve taleplerini alarak uygar bir trafik yasası çıkarmalarıdır.