Vatandaş maaşını değil, umudunu da 12 taksite bölmüş durumda.
Borç ekonomisi, geçim sıkıntısı ve toplumsal yorgunluk artık hayatın gerçeği.
Artık kredi kartı olmadan alışveriş yapmak neredeyse imkânsız.
İhtiyaçlar değil, taksit sayısı belirliyor hayatı.
Eskiden umut bedavaydı; şimdi o da faizli.
Herkes borç içinde ama kimse fakir olduğunu kabul etmiyor.
Çünkü yoksulluk değil, gösterememek ayıp sayılıyor.
Bankalar duaları satıyor gibi kredi veriyor :
“İster tatilini, ister düğününü taksitlendir..!”
Yani umut bile artık POS cihazına bağlı yaşıyor.
Toplumun yarısı krediyle nefes alıyor,
diğer yarısı o borçların faiziyle zenginleşiyor.
Bir ülkede umut taksitle satılıyorsa, geleceğin fiyatı çoktan belirlenmiş demektir.
Gelecek planlamak lüks,
geçim sağlamak ise her gün bir sınav.
Umudunu bölüştürüp ay sonuna taksitliyorsun ;
bu ülkede hayaller artık kredi sözleşmesine bağlı..!











