Biz emekli polisler, eskitemediğimiz anılarımızla renklendirdiğimiz yaşamımızda sakladığımız anılar dışında haykırarak anlattığımız gerçek küçük öykülerimizle hala o günlerin heyecanını paylaşabiliyoruz.
Bu yıl kurban bayramı’nda baba memleketi Bursa Karacabey Doğla köyü’nde yaşayan Amca çocuklarını ziyaret ettim.
Ziyaret sonrası yolum Bursa Temenyeri parkı’na düştü. Bu parkta yılların eskitemediği Atatürk sevdalısı, Cumhuriyet bekçisi emektar polis Emin BILGİN ile tanıştım.
Usulca dokundum, sol yanını incitmeden anlat baba dediğimde, kısık bakışlarında parlayan bir çift kara gözlerin heyecanıyla haykırdı tüm gerçekleri...
1924 doğumluyum, bu baba yaşım, esas doğumum 1923 diyor. Sicil numarasının 11016 olduğunu söylüyor...
1956 yılında polislik mesleğine girmiş, sırasıyla: İstanbul, Muş, Afyon, Bursa illerinde çalışmış, 1976 yılında emekli olmuş...Emin abi...
Sokakları ve sokaktaki insanları tanıyor, onlarla sohbet edip dertleşiyordu.
Yaşamında çok hikaye vardı anlatmakla, yazmakla bitmezdi, bir sokaktan diğerine savurdu adımlarını, selamlar havada uçuşuyordu, kimine hal hatır soruyor, kiminle tokalaşıyordu.
Evine dönerken serin esen rüzgarda dalgalanan düşünceleri çoğaldı savruk adımlarında, dile kolay 95 yıl bir çırpıda geçmiş, her Hatırası omuzlarında büyürken, dünlerinin güzelliği gözlerinde yeşermişti.
Sıcak bir yaz akşamı ile başlayan bir hayat, yarını meçhul bir yolculuğa çıktığında nerede duracağını bilmediği bir asra yaklaşmış bir yaşam.
Ve satırlar dolu, tükenmeyecek kadar kullanacağı kelimeler sonunda son noktayı nerede koyacağını bilmediği kalın bir ansiklopedi onun hayatı. İrili ufaklı, zikzaklı yollar aşındırıp yorgun bedeni taşıyan bir çift ayak ile içinde süregelen yorgun organların ile ulaştığı bu 95’lii yaşlardaki yalnız dedenin öyküsü....
O koca bir cınar, okunup anlatılması zor bir ansiklopedi..
Yalnızdı, yapayalnız. Bir başına kalmış dar sokaklarda sıkışmış, derin derin nefes alıyordu, ona göre; geceler ağlıyor, gündüzler isyankar, mevsimler caresiz, seneler zalimdi. Korkuyordu geriye dönüp bakmaya, koparmaya kıyamadığı tüm çiçekler solmuş, anılarını kaybetmiş, hayalleri yıkık, düşünceleri viraneydi. Asi zamanlarda kısık öksürüğüne inat öylesine alabildiği nefesi firar edecek kadar belirsizdi.
Bir kaç adımda savruldu, bir elinde sokak kedi ve köpeklerine verdiği mamalar vardı, usulca çöktü Bursa'daki Temenyeri parkındaki banka, kısık bakışlarının altında bir çift göz anlamsızca etrafı sürüyordu. Sinsice kirpiklerine sinen gözpınarlarını sildi, zoraki gülümsemeler eşliğinde tuhaf bir bakış fırlattı.
Oturdum yanına, etraftaki sessizlik mahcuptu bizi misafir edişine.
' Nereden nereye değil mi ? diye başladı söze..!
Zordu dokunmak böyle üstatlara, yaralanmış yüreklere hançer saplamak gibi, ve kangren olmuş dünleri deşmek.
Adamdı Emin abi, emekli olmuş iyi bir polisti , Yılların yılgını, yaşamın yorgunuydu.
Küçük bir feryat savurarak başladı konuşmaya, “ Son dalımda koptu, tükendi mutluluğum, altmış yıllık hayat arkadaşım 9 yıl önce göçüp gitti, özlüyorum onu, şimdi yalnızım yeğen yalnız..” diyebildi.
Anlat baba..!
Dünlere dair, iyi, kötü her şeyi dediğimde;
Önce sustu, yutkundu.
-Ben ;
1956 yılında polislik mesleğine girdim, İstanbul da göreve başladım, şöfördüm. En kıdemli abimiz de Halit’ti.
Halit ŞORAY..Ünlü sinema sanatçısıTürkan ŞORAY'ın babası..
Halit abi ciddi, disiplinli, görevini laikiyle icra eden abimizdi. Biz onu o bizleri sever, sayardı, ondan çok şeylerle öğrendim. İşkolik, işini laikiyle ile yapan abi dediğim abimdi.
Altı yıl Halit Abiyle birlikte çalıştık, sonra Muş'a tayinim çıktı, Muş’tan da Malazgirt’e..
Malazgirt’te karakol kurmuş, karakol amir vekilliği yapmıştı, şark hizmetinden sonra Afyon’a tayini çıkan Emin abi,Afyon’da kacakçılık şubesinde, kısım amiri olarak görev yapmıştı, birlikte çalıştığı arkadaşının mermilere hedef olduğunu anlatırken göz bebekleri nemleniyordu. Afyon’dan Bursa’ya tayin olduğunda o dönemin ünlü polis müdürü Saadettin Tantan ile birlikte bir çok operasyona katıldığını, 1976 yılında yaş haddinden emekli olduğunu söylüyordu...
Emin abi hala dimdik ayakta, gününün çoğu zamanını Bursa’nın Temenyeri parkında geçiriyor, Sokak hayvanlarını besliyor, onları sevip okşuyor..
İşte bu öykü; koca çınarın hikayesi...
Şimdi onun tahsilini soruyorsanız ;
Bir çok ilde karakol amir vekilliği ve kısım amir vekilliği yapan Emin abimiz İlkokul mezunu...
Çok güzel armonika çalıp, tuvali renklendirip resimler yapıp sergi açtığını o mütevazı bakışlarında fısıldayarak anlattı.
Polislere her seçim öncesi iktidar partisi ve muhalefet partileri tarafından vaat edilen 3600 ek gösterge hakkında ne düşünüyorsun diye sorduğumda ise;
Öylesine gülüyor...ve:
Polis polistir, polisin ilki ,ortası, yükseği olmaz..Taşıdığı silah, göğsüne taktığı rozet aynıdır..Attığı mermi ile yediği mermi farklı olmadığına göre...Polis hiç bir şekilde ayrımlaştırılmadan birlik ve bütün olmalıdır.
Bu söyleşi de duyduğum mutluluğu ifade edemem..
Ben de Emniyet teşkilatında fiilen 30 yıl hizmet ettikten sonra yaş haddinden emekliye ayrılan bir polis emeklisi olarak, cefakar ve vefakar Kıymetli meslektaşım Emin Ağabey’e sağlık ve mutluluklar dolu hayırlı uzun ömürler diliyorum..