BAHARIN MÜJDECİSİ SAKURA KİRAZ ÇİÇEKLERİYLE BEZENMİŞ JAPONYA’NIN LİMAN ŞEHRİ OSAKA
Osaka; Japonya’nın Baharın müjdecisi Sakura (Kiraz Çiçeği)’larla bezenmiş bir liman şehridir. Sakura; İstanbul’un Erguvan çiçeği gibi Japon kültüründe büyük bir öneme sahip olup Japonya'nın ulusal simgelerinden biridir.
Japonya’nın ticari ve diplomatik olarak dünyaya açılan kapısı Osaka bir tarafta limanı, diğer tarafta Zen (kum) bahçeleri içerisindeki tapınaklarıyla deniz ve modernizmin buluştuğu bir şehir. 2. Dünya Savaşı sonrası yok olmuş ve adeta küllerinden yeniden doğup Dünya’nın 3. büyük ekonomisi haline gelmiş, geleneklerine bağlı,sorumluluk bilincine sahip Japonya'nın ikinci büyük şehri Osaka ;Osaka Körfezi'ne dökülen Yodo Nehri'nin ağzında yer alıyor.
Tokyo'dan Shinkansen hızlı treni ile 3 saat ya da uçakla 1 saat uzaklıktaki Osaka, şehrin zenginliğinde büyük rol oynayan kalabalık sokaklarının altında kesişen bir kanal ağına sahiptir.
Osaka Körfezi bölgesi, mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir ve bu trendler arasında Hollywood'dan esinlenilen bir eğlence parkı olan Universal Studios Japan ve Kaiyukan Akvaryumu da burada yer almaktadır.
PASİFİK OKYANUSUNA BAKAN DİAMOND POİNT ELMAS MEVKİİ EN GÜZEL GÜN BATIMI NOKTASI
Eskiden "Naniwazu" olarak bilinen Osaka Limanı, Kore Yarımadası ve Çin'e gidip gelen gemiler için bir çıkış noktası olarak hizmet verirdi.1868 yılında dış ticarete açılmasından bu yana, Osaka merkezli sanayi ve ticaret gelişmeye başladı ve yeni limanların inşasıyla Osaka Limanı'nı kullanan gemilerin sayısı önemli ölçüde arttı. Ülkenin önde gelen limanlarından biri olan Osaka Limanı, son teknoloji ürünü tesisleriyle Asya'nın büyük ticaret limanlarından biri haline geldi.Dünyadaki en iyi akvaryumlardan biri olarak bilinen Osaka Kaiyukan’a 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde yer alan Pasifik Okyanusuna bakan Diamond Point Elmas Noktası ; Osaka'daki en güzel gün batımı noktalarından biridir. İnsanların gün batımını görmek için ziyaret ettiği bu ahşap güverte içeren geniş alan;
Deniz cephesinde kış aylarında güneş batarken gün batımı fotoğrafları çekiminde ideal bir yer oluşturuyor.
Buraya geldiğinizde önce arkanıza yaslanıp sıcak yaz ışıltısında güneşin tadını çıkarın,sonra kırmızı küre yavaşça okyanusun üzerinde kaybolurken Japonya’nın en güzel gün batımlarından birine şahit olun!
OSAKA CASTLE KALESİ
Mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de 1586 yılında Toyotomi Hideyoshi tarafından inşa edilen ve Japonya'nın bir zamanlar en büyük kalesi olan Osaka Kalesi'dir. Aslının birebir kopyası olan mevcut beş katlı kalede, Toyotomi hanedanına ve eski Osaka'ya ait birçok sanat eseri ve belge bulunur.
Osaka'nın kelime anlamı "Büyük Tepe". Japon mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Osaka Kalesi de o büyük tepelerin birinde inşa edilmiş. Etrafı küçük göletlerle çevrili dönemin bu en büyük kalesinin inşasında da ortalama 100.000 işçinin çalıştığı rivayet olunur.
Osaka Şatosu şu anda büyük bir parkın içerisinde yer alıyor ve etrafında onlarca gökdelen yükseliyor. Parkın içindeki Miraiza isimli binada hediyelik eşya satan dükkanlardan birinde Ninja ve Samurai ürünlerini sergileyen Shinobiya mağazası bulunuyor. Sekiz katlı Kalenin etrafı ve içindeki bahçe Bonsai tipindeki büyük ağaçlar ile dolu.
GURMELER ŞEHRİ OSAKA
Güneşin doğduğu yer Japonya'nın Tokyo'dan sonraki en büyük şehri Osaka'ya geleneksel olarak "Milletin Mutfağı veya Japonya'nın gurme yiyecekler başkenti “ gözüyle bakılmaktadır.
Osaka’da eğlenmek ve alışveriş yapmak istiyorsanız, Umeda ve Namba semtlerine mutlaka uğrayın. Umeda istasyonunun çevresinde yoğunlaşmış olan Umeda'da, ziyaretçilerin ve alışverişi sevenlerin uğrak yeri olan modern yer altı çarşıları mevcuttur. "Kuidaore" (sofra zevkleri konusunda fazlasıyla keyfine düşkün olma) ile nam salmış Osaka, gerçekten de gurmelerin damak zevkine hitap ediyor. Sayısız lezzetin arasında, "Yakiniku" ızgara et , "Fugunabe" kirpibalığı güveci, "Kushikatsu" şişe takılı domuz eti, "Takoyaki" ahtapotlu hamur, “Okonomiyaki “ gözleme ve "Sushi" gibi gözde Osaka yemeklerini denemeden geçmeyin.
Herşeyi ile muhteşem Osaka Restoranları dışarıdan baktığınız da hiçbirşey belli olmayan ama içeriye girdiğinizde bambaşka bir diyara götüren pasajlarda ve ara sokaklarda harika restoranlar görüyor olacaksınız.
Adım başı Fast-Food restoranlarının yanı sıra Lawson ve Familymart gibi konserve yiyeceklerin satıldığı marketlere de rastlayabiliyoruz.
Restoranların çoğunun önünde bir vitrin, vitrinde içerdeki yemeklerden bazılarının plastikten yapılmış maketleri var. Restoranlarda odalar, odaların ortasında masa, masanın ortasında mangal, kendin pişir kendin ye yanında da Japon birası Yebisu bulunuyor.
EĞLENCE VE RESTORAN MERKEZİ DOTONBORİ
Osaka’nın kalabalık, hareketli ve eğlenceli turist bölgesi Dotonbori; kanal boyunca uzanan gece hayatı, alış veriş fırsatları ve eğlenceleri ile tanınıyor.
Tarihi 1600’lü yıllara uzanan bölge o zamanlarda Osaka kentinin eğlence ve ticaret merkezi olarak büyümeye başlamış hatta 20. yüzyılın ortalarına kadar da çok popüler olmuş. Ancak yerel ziyaretçilerin geleneksel eğlenceden uzaklaşıp daha çok Batı tarzı eğlence kültürü benimsemesiyle de popülaritesini yitirmeye başlamış.
Gündüz metrelerce uzunlukta yüksek tavanlı kapalı çarşılarda alış veriş yapan insan seli içinde yürürken kapalı çarşılar arasındaki trafiğe açık yollardaki ışıklarda yayalara yeşil yanınca onlarca insan birden karşı taraftan üzerime doğru yürümeye başladığında Şemsiyemi sallayıp yolu açarak yürümeye çalışmıştım.
TEMPOZAN MARKET
Tempozan Çarşısı'nın içinde, olağanüstü bir yemek alanı ,hediyelik eşya mağazası, moda mağazaları, oyuncak ve tatlı satan dükkanlar bulacaksınız. Geleneksel Japon mutfağı tarafından sunulan çok farklı yiyeceklerden bıkmış gezginler, Subway sandviç barı ve yiyecek kortunda bulunan Kentucky Fried Chicken restoranına yöneliyor. KFC'nin arkası, her türlü geleneksel Osaka yemeklerini satan çeşitli restoranların her iki tarafında noktalı koridorlar gibi bir dizi tünel olan “Food Street” dir. Çocuklu aileler için özel çocuk menüsü olan Coco’s Family Restaurant'ın daha rahat ortamı iyi bir seçim olacaktır.
GLİON KLASİK ARABA MÜZESİ
Namihaya Köprüsü'nden şehrin muhteşem panoramik manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Her yıl 1 Ocak sabahı Namihaya’da toplanan halk, kentin üzerindeki güneşin doğuşunu izler.Namihaya Köprüsü'nün yakınlarında Glion Klasik Araba Müzesi'ni bulacaksınız. Eskiden 1923'te kırmızı tuğlalı bir depo inşa edilen müze, halen bölgede günlük kullanımda olan 2.Dünya Savaşı öncesi mimarinin birkaç örneğinden biridir. İçinde hem yabancı hem de yerli klasik arabaların her türü sergileniyor. Özellikle Rolls Royce Phantom görülmeye değer.
OSAKA’DA HAVA DURUMUNA GÖRE IŞIK SAÇAN TEMPOZAN FERRİS WHEEL DÖNME DOLABI
1997 ‘de açıldığı yılda Dünyanın en yüksek dönme dolabı ünvanını elinde tutan Osaka Tempozan Ferris Dönme dolabı;Londra London Eye ve Paris Roue de Paris gibi Japonya’da da büyük bir ilgi çekiyor.
Şehir; tepeden bakıldığında farklı şekil ve boyutlardaki gökdelenlerle dolu bir bina yığını gibi görünse de aşağıda binalar çok yüksek olduğu için yukarıdan bakıldığında yeşil alanlar pek görünmüyor.
68 yolcu kabininde 480 kişi taşıma kapasiteli dönme dolap sayesinde yaklaşık 20 dakikalık bir tur ile Osaka Körfezi, Ikoma Dağı, Akashi Kaikyo Köprüsü, Kansai Uluslararası Havalimanı ve Rokko Dağları izlenebiliyor. Gece turlarında büyüleyici ışıklandırması ile romantik bir ortam yaratılıyor.
Tempozan Ferris gece ışıklandırması meteoroloji tahminlerine göre değişkenlik gösteriyor. Eğer dönme dolap mavi ışıklandırılmışsa bir sonraki gün hava “yağmurlu” yeşil ışık “bulutlu “ ve turuncu ise “güneşli” olacak anlamına geliyor.
SHİNSAİBASHİ KÖPRÜSÜ
Osaka’daki en iyi alışveriş bölgesi olarak değerlendirilen Shinsaibashi adını da 1622 yılında yapılan Shinsaibashi Köprüsü’nden almış. 1 kilometreye yakın Shinsaibashi Caddesi boyunca sıralanan butikler ve özel üretim eşyalar satan mağazalar burayı özel yapan detaylardan. Caddenin sonunda ise Osaka’nın Champs Elysees’i sayılan ve “high-end”markaların yer aldığı bölge başlıyor. Özellikle Shinsaibashi ve Dotonbori bölgesinde her sokakta yanınıza yaklaşacak Hayat kadınlarını masaj adı altında pazarlayanlara dikkat ediniz!
OSAKA KAİYUKAN AKVARYUMU
Japonya’da en çok yabancı nüfusu barındıran şehir. Osakalılar, tipik çekingen Japonların aksine oldukça sıcakkanlı ve misafirperver insanlar. Aynı zamanda, ülkenin diğer kısımlarındaki Japonlara göre daha iyi İngilizce konuştuklarını söylemek mümkün. Dünyanın en büyük akvaryumu Osaka Akvaryumu Kaiyuka; köpekbalığı,balinanın yanı sıra yunus,fok, penguen,deniz anası, dev yengeç ve vatozları da barındırıyor. Özellikle deniz planktonları çeşitlerini ve Ocean Sunfish denen ilginç balığı görmek için harika bir fırsat sunuyor.
ABENO HARUKAS GÖKDELENİ
Japonya’daki en yüksek gökdelen ünvanını elinde bulunduran Abeno Harukas Gökdeleni 300 metre yüksekliğinde ve 62 katlı. Yapımına 2010 yılında başlanan ve 4 yıl gibi bir sürede tamamlanan gökdelenin 58. katı ise bir açık hava alış veriş merkezi. Buradaki 3 katlı Atriumda cafeler, restoranlar ve mağazalar yer alıyor. Aynı zamanda en son kattan 360 derecelik bir şehir manzaraları gözlemi olanağı da mevcut.
JAPON KUMARHANESİ: PACHİNKO SALONLARI
Sokakta gezerken çıngır çıngır sesler gelen, girişinde kocaman Pachİnko yazan ışıltılı yerler görüyoruz. İçeride onlarca Japon, slot makinelerinin başında para yerine geçen küçük bilyelerle kumar oynuyorlar.
Osaka’daki kollu oyun makinaları Pachinko; Las Vegas'daki Kumarhane aletlerine benziyor. İnsanların balık istifi yer bulduğu bu mekanik aletler Pinball'u da andırıyor.Gençliğimizde Tilt Makinası dediğimiz Pachinko'nun esası Pinball ;cam kaplı bir kabinin içindeki bir oyun alanında bir veya daha fazla çelik top oyuncu tarafından hareket ettirilerek puan kazanılmaya çalışılıyor.Oyunun temel amacı mümkün olduğunca çok puan elde etmek.Top oyun alanında ne kadar farklı hedefi vurursa o nispette puan kazandırıyor.Oyun makinesinin alt tarafında oyuncu tarafından kontrol edilen plastik sopalar ile topların tahliye alanına düşmesi engellenmeye çalışılır. Tüm topların tahliye alanına düşmesi ile oyun sona erer.
SHİTENNOJİ TAPINAĞI VE TENNOJİ PARK
Japonya'nın ikinci büyük şehri olan Osaka, köklü bir tarihe sahip, tarihi yapılarını korumuş ancak modern hayatın gereği gökdelenleri de yapmaktan geri kalmamış olmasına rağmen Japon kültürünün şaheser niteliğindeki ruhunu en iyi yansıtan şehirlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Japonya'nın en eski tapınaklarından birisi olan Shitennoji Tapınağı 593 senesinde Japon Prensi Shotoku tarafından inşa ettirilmiştir. Bu Tapınağın yanıbaşında şehrin en önemli parklarından Tennoji Park yer alıyor.
JAPON KÜLTÜRÜNDE “İNSAN”A SAYGI
Dünyanın hiçbir yerinde insanlara gösterilen saygı ve değeri Japonya’daki kadar göremezsiniz.
Bugüne kadar birçok ülke gezdim, Okyanus aşırı seyahatler yaptım ama insan davranışları bakımından hiçbiri Japonya seyahatim kadar etkili olmadı.
Japon insanları sınıf ,yaş, zengin ve fakir ayrımı gözetmeksizin her kesimden insana aynı saygıyı gösteriyor, önünüzde eğilerek selam veriyor ve ufacık bir hatada özür diliyor.
Bir gece kaldığım otelin internetin zayıf olduğunu bildirdiğim Resepsiyon görevlisi konuyu Otelin gece Müdürüne bildirmiş.O da odama gelip,özür dileyerek güçlendirici bir cihaz takmıştı. Çıkarken saygıyla eğilmesi hakikaten hayreti şayan bir davranıştı.
Yine bir gece uçak yolculuğumun ardından, Havalimanından şehre gitmek için metroya binmiştim. Metro yolculuğumun geceye denk gelmesi sebebiyle; durakta bulunan 13 çıkış kapısından çoğunun kapalı olması dolayısıyla bocalamaya başladım. Hem metro pasajında asansörde bulunmadığı için mecburen valizimle birlikte merdivenlere yöneldim.Tam bu sırada hamile olduğunu sonradan anladığım ve anlayınca da çok utandığım bir hanım valizime elini uzattı ve merdivenlerden yukarı çıkarttı. Ben de kendisine “Arigato” “Teşekkür ederim” diyerek yerlere kadar eğilip selam verdim…
Benimle birlikte metrodan inip merdivenleri tırmanan başka bir yolcuyla sohbete başladım. Kendisi Japonya’da yaşayan Hristiyan bir rahipmiş. Benim Müslüman olduğumu öğrenince mesleğini çekinerek söyledi. Ben de şöyle dedim:
İnsanların büyük bir kısmı burada dinsiz, ateist ve deist ama ahlak değerleri öyle yüksek ki! Hiç tanımadığı insanlara yardım ediyor, hırsızlık yapmıyor, birbirlerini çekiştirmiyor.Herkes ülkesi için çalışıyor...
Rahip beni Monorail tek raylı trene bineceğim yere kadar götürdü. Güzel bir sohbetten sonra trenin gelmesiyle yollarımız ayrıldı…
Aklımdayken belirteyim:Japon kızları sevecen ,yardım sever ve dürüstler. Sanılmasın ki! Sempatik görünüşlerinden dolayı karşı cinsi etkilemek gibi asla öyle bir niyetleri yok. İnsanlara olan saygıları çok fazla.
JAPON MUTFAĞI BALIKSIZ JAPONYA DÜŞÜNÜLEMEZ
Çaysız, ekmeksiz Türkiye düşünülemeyeceği gibi balıksız da Japonya düşünülemez. Japon mutfağı deyince insanların ilk aklına gelen "Sushi". Ancak Tempura, Okonomiyaki ve Udon gibi deniz ürünleri de tüketiliyor.
Geleneksel Japon Mutfağının ana gıdası pilavdır.Pilav, her öğünün bir parçasıdır, hatta kahvaltının bile.
Japonlar doğaya olan bağlılıklarından dolayı mümkün olduğunca yemeklerinde kullandıkları malzemelerin doğal özelliğini bozmamaya gayret ederler.Lezzete büyük önem veren Çinli ve Hintlilerin tersine, Japon mutfağında görünüş lezzetten önce geliyor.
At eti Japonların mutfağında bir başlangıç yemeğidir ve çiğ olarak yenen bu et oldukça popülerdir. Bu yemeğe ”Basashi” denir.
Japonya'da noodle yerken höpürdetmek ayıp sayılmaz, tersine ne kadar höpürdetirseniz o kadar lezzetli olduğunu ifade eder.
Lokantalarda "Lütfen restoranda yemek süresince cep telefonunuzu kapatın" diye uyarılar var.
Kürdanlar bizdeki gibi masada değil lavaboda.
Japonya’da hiç kimse sokakta veya trende bir şey yemiyor, yiyorsa da çantasının içine gizleyip, eliyle bir parça alıp ağzına atıyor.
Bazı restoranlarda yeni gelen bir müşteriye ‘Hoş geldiniz’ diyen garsonu duyan diğer garsonlar hep bir ağızdan ‘Hoş geldiniz’ diye bağırıyor. Aynı şey ‘güle güle’ için de tekrarlanıyor.
OSAKA’DA OTOMATİK TUVALET
Temizlik deyince akla hemen Tuvalet temizliği geliyor. "Taharet" işini en güzel halleden otomatik tuvaletler her yerde var.
Dünyanın diğer ülkelerindeki tuvaletlere nazaran çok daha farklı bir sistem uygulanıyor. Kaldığım otelin tuvaletindeki klozetin üzerinde yer alan kol ve butonlar sizin yerinize tüm işlemleri yapıyor. Tuvaletinizi bitirdikten sonra sol tarafınıza denk gelen butona bastıktan sonra alet otomatik olarak belli aralıklarla su fışkırtıp temizlik işlemini de yapmış oluyor.Ayrıca Bidet (Bidoir) görevini gören buton da var.
Sonuç olarak Japon İşi tuvaletlerde bu yıkama operasyonundan sonra kurutma işlemi de gerçekleştiriliyor.Bundan sonra sizin yapacağınız şey rahatlamış bir vaziyette pantolonunuzu veya eteğinizi çekip bu sakin insanların kalabalığına dalmak.
MADAM BUTTERFLY KOMPLEKSİ(!)
Bir çok Japon kadının şuur altında bir Madam Butterfly Kompleksi (?) olduğunu düşünüyorum.İsterseniz bu Kompleksin(?) ne olduğunu anlayabilmek için Dünya opera edebiyatının en önemli eserlerinden Madam Butterfly’ın konusu kısaca açıklamak gerek:
Amerikalı Subay Pinkerton Madam Butterfly (Kelebek) isimli bir Geyşa ile tanışır. Madam Butterfly; Pinkerton’un olağanüstü nezaketi karşısında etkilenir ve ona aşık olur. Pinkerton’un vaadleriyle umuda kapılan Butterfly evlilik töreni yapmış, kendisini Amerikalı olarak takdim etmeye başlamış, dinini dahi değiştirmiştir. Oysa ki ne Japon gelenekleri ne de Amerikan ordu geleneği böyle bir şeye izin vermektedir. Amerika’ya dönen Pinkerkon yıllarca geri dönmez. Bu arada hamile olan Butterfly, senelerce ve sabırla Pinkerton’u beklemiştir. Amerika’da yeniden evlenen Pinkerton, yanında üç yaşındaki oğluyla Nagazaki’ye döner. Aşığının kendisine yaptığı ihaneti gören Butterfly ise ailesinden kalma geleneksel hançer ile intihar eder.
Kadınlar;hâlâ Japonya'ya gelip sevgili oldukları erkeğin bir gün kendilerini bırakıp ülkelerine döneceği korkusu yaşıyorlar.
JAPONYA VE OSAKA’NIN ANIMSATTIKLARI
-Osaka;Bunraku kukla tiyatrosunun doğduğu yer olması, geleneksel dokudaki bu şehir için bir övünç kaynağı
-Osaka Orix Tiyatrosu;1968 yılında açıldığında dönemin 2400 kişilik en büyük konser salonlarından biriymiş.Pink Floyd, Deep Purple, Santana, James Brown gibi sanatçı ve orkestralara ev sahipliği yapmış
-Japonlar evlerine asla ayakkabı ile girmezler. Bu onlar için çok ayıp bir şeydir.
-Trafik soldan akıyor ancak şoförler İngiltere’de olduğu gibi aracın sağında oturuyor.Taksilerin arka kapıları otomatik olarak açılıp kapanıyor.
-Japonya’da bembeyaz çiçekler açan kiraz ağaçlarını (Sakura) ilkbaharda görürüz.
-Japonya’da Origami (kağıt katlama) ve İkebana (çiçek yerleştirme) sanatı Dünya’da birinci geliyor.
-Japonlar kendilerinden önce diğer insanları düşünür. Otobüse, tramvaya veya metroya, içerdekiler çıkmadan binmezler.
-Japonlarda torpil diye bir şey yoktur. Başarılı ve tecrübeli olan öne geçer .
-Türk vatandaşları Vizesiz girip üç aya kadar kalabiliyor.
-Japonya’daki insanlar birbirlerine karışmazlar. Çok garip bir kıyafet giyseniz bile kimse size bir şey demez ya da ayıplamaz. En fazla bir kez bakıp kafalarını çevirirler.
-Osaka'da insanlar çok sabırlı.Saatlerce lokantanın önünde sıra oluyorlar.Açık havada belli yerde sigara içerken de kuyrukta sırada bekliyorlar.
-Japonya’da Şintoizm, Budizm ve Hristiyanlık dinlerini görüyoruz.
-Kış aylarında evlerinde sadece oturdukları odayı ısıtırlar. Evleri genel olarak küçük olsa bile , oturmadıkları bir odayı ısıtmayı israf olarak görürler.
-Çoğu Ahşaptan yapılan binaların 9,6 şiddetine dayanıklı olmadı.Son deprem Tsunami sebebiyle 5 bin ölüme sebebiyet vermiş. Otoban ve köprülerde esneklik olsun diye kesinlikle kaynak kullanılmamış. Vidalarla bağlantılar sağlama alınmış.
-Eczane yazan ama sabaha kadar açık olan dükkanlarda ilaçtan çok kozmetik ürünü var,
-Karaoke ve oyun salonlar bir hayli çok..3- 5 metrekare büyüklüğündeki kabinlerde şarkı söyleyip yemeklerini yiyip içkilerini içiyorlar.Oyun salonlarında şans oyunları makineleriyle dolu.Leğenlerdeki demir bilyeler makineye atılarak oynanıyor.
-Otopark sorunu çözülmeden araba satın alamıyorsunuz.
-Japonya’da Manga (Çizgi roman) ve Anime (Çizgi film) alışkanlığı çok yaygın.
-Fabrikada herkesin forması aynı.Patron geldiğinde farklı giysi içinde olunca O'na bakıp iş kaybı yaşanmasını önlemek için(!)
-Güleceksiniz ama en çok göz makyajı satılıyor :Küçük gözlerini büyük gösteren lens ve makyaj malzemeleri.
-Her şey ahşap ama ülkenin %60 ormanlarla kaplı.İnsanlar hurdaya atıyor kullanılmayan her türlü Ahşaptan yapılmış eşyalarını.Hurda taşıma parası da vatandaşa ait.
-Çinliler şöyle der:''Japon yemeklerine bakmalı, Batı yemeklerini koklamalı, Çin yemeklerini yemeli''
-Ramen; Japon mutfağına özgü, çorba içinde servis edilen erişte yemeğidir.
-Tempozan Market’de Türk mutfağının sunulduğu Bab Ul Hayat isimli Restoran Arapça “Hayat Kapısı”anlamına geliyor.
-Japonlar ; "hayır" demekten nefret ederler bunun yerine :"bu konuyu bir düşüneyim" "bu konuda ne yapabileceğime bakacağım" şeklinde cümleler kullanırlar.
-Hastane ziyaretleri esnasında küçük bir hediye götürmek normaldir, kesilmiş çiçek götürmenin de bir mahsuru yoktur; fakat saksı içinde çiçek götürmek güzel karşılanmaz.
-Japon’lar doğan çocuklarına Tabiatı anımsatan isimler veriyorlar: 7 Deniz,Kiraz çiçeği gibi.
-Toplu taşıma araçlarında telefonla konuşmak yasak.
-Çoğu ödeme nakit parayla yapılıyor. Görgü kuralı olarak para veya kredi kartı elden alınıp verilmiyor, onun yerine her kasanın yanında duran küçük tepsilere konuluyor.Alış veriş sonrası Parayı iki elle verirler.
-Tokalaşma, sarılma, öpüşme yoktur. Hafifçe eğilerek( Ojigi )selam verilir. El teması yoktur. Bir çocuğun bile başını severseniz size çok kızar, bu onu aşağılamak demektir.
-Japonlar sözle kavga etmeyi sevmezler. Boş konuşmaları hiç sevmezler. Bir karı kocanın bile birbirine bağırdığını duyamazsınız. Kızgınlık sadece bakışlarla gösterilir.
-Japonya, dünya’da cinayet oranın en düşük olduğu ülkelerden biri. Ama maalesef intihar oranları o kadar düşük değil. Japonların intihar için seçtikleri en popüler yer ormanlar .