“Bir ilkbahar sabahı, güneşle uyandın mı hiç..”diyor şarkı… Uyandım… Gelin olmuş bahar dallarını gördüm, penceremin kenarına arsızca sırnaşmış… Nedendir bilinmez portakal çiçeklerinin kokusu geldi burnuma, çektim içime ve kapadım gözlerimi, hissetmek için bahar yelini yüzümde, gözümde, göğsümde… Yeşilin beyaza başkaldırışıdır bahar, solmuş yüreğin tomurcuklanma çağı… Güneşli yağmurların, umudun saçlarını ıslattığı… Farklıdır bahar; yaz gelince ‘şu sıcaklar bi geçse’ denen, kış gelince ‘şu sıcaklar bi gelse’ denen, başka mevsimlere benzemeyen… Bolluk ve berekete davetiye, mahzun kalplerin yüzünün dönüşüdür güneşe… Bahar beklenir sevmek için; ılık yağmurlar gelip yürekteki karları eritsin diye… Rüzgar, çiçek tozlarını uçururken bir uçtan bir uca, çiçek çiçek gelir bahar… Bülbüller yarıda kalan aşk nağmelerini ve sevdalarını sunmak için iki büklüm olurlarken güllerin önünde, mor sümbüllerin serenatı duyulur birbirlerine… Ve kardelenlerin hükmü biterken bahar yağmurlarıyla birlikte, hercai menekşelerin taç yaprakları faslı bahara dem vurur… Hayat, yeniden başlar her bahar ve okunmuş, bilindik satırlara inat, henüz yazılmamış bembeyaz bir sayfadır… En cilvelisi mevsimlerin ve en aşiftesi… Şımarık bir sevgili gibi doludizgin gelir girer en kuytulara, kök salar umarsızca, ruhun en derin kıvrımlarında ve kandırıp yeşillendirir aşka Ve birden toplayıp allarını morlarını, bırakıp gider uzaklara… Yalancı bahar savurup dururken ruhları, hiçliğin koynunda, işte o zaman söz düşer papatya fallarına; seviyoor, sevmiyoor… İhaneti de hatırlatır bazen bahar, soğuk diyarları düşman belleyip, yalancı sıcağın büyüsüne kanan zavallı göçmen kuşlar… Varsın olsun; yaşamaya değer ilkbaharı da, gamze gamze gülüveren ikinci baharı da, soluk benizli sonbaharı da… Yeniden doğuşun diğer adıdır bahar… Toprak ana uyanır gerine gerine, yüzünde mahmur bir gülümsemeyle… Ve bulutlar, biriken gözyaşlarını tutamaz artık, koyverirler damlalarını yere.. Zemzem suyu edasıyla yıkarlarken çorak toprağı, nur taneleri olurlar, bereket kisvesiyle… “Bu kış da efkarlıyım” diyen için bahar, Allah kerimdir… Kumrular gibi baharı bekleyenler, bir Tanrı’nın bir de kendilerinin unutulmamasını dileyenlerdir… ”Baharda kuşlar gibi geldin, kondun dalıma” diye mırıldanır, çiçekler sunan, sevgiye susayan, çiçeği burnunda sevdalılar... “Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum, yoksa ben böyle olduğumda mı gelir bahar” diyen kararsızlara inat, “ben,her bahar aşık olurum” der, şıpsevdi aşık zat… Bence “Mevsim bahar olunca, Aşk gönüle dolunca, Sevenler kavuşunca, Yaşamak ne güzel” demeli ve ”hiç bahar yaşamamış güz güllerini” görüp şükretmeli… Bahara methiye düzmemiş şair var mıdır bilmem ama yolun yarısına geldik diye hüzünlere gark eden Cahit Sıtkı Tarancı bile, bir an için bu karamsarlıktan sıyrılmış ve ; “İlk sevgilimin gülüşüne benzer, Bir Nisan havası değil mi esen? Zincirlere, kelepçelere inat, Kanatlarımı açmak zamanıdır; Allahaısmarladık kaldırımlar…” demiştir… Yada bunu, gözleri kapalı İstanbul’u dinlerken mi yazdı bilinmez ama , “ben ki her bahar, bir yaş daha genç, biraz daha aşığım..” yazan Orhan Veli’ye ne demeli… Dedim ya farklı bir mevsimdir, bahar… Sevgilidir bahar aslında; “sevinçli bir telaş içinde, bir bahar akşamı rastlanılan ve daha önce nerelerdeydi diye hayıflanılan”… Bahar da sevgili; “habersiz geçen o güzelim günlerde, saçlarından yakalanan…” Güneşi uyandırmalı yıldızların yerine, sesimizi yorgan yapmalı sevda türkülerine… Şimdi sevmek zamanı… Zamanı kurdelesinden yakalayıp tadını çıkarma zamanı… Gece yağmurlarından sabah güneşine selam vakti… Ve tabiî ki umudu, mutluluğu, huzuru yükleyip kanadına bir metropol kelebeğinin, rengarenk dönüşünü beklemeli… Konsun kelebekler yüreğinize ve pembe tomurcuklar filizlensin en derinlerinizde… Cansen ERDOĞAN