Hani öyle zaman gelir ki anlatamadığınızı sanırsınız kendinizi etrafa. Sesinizi duyuramadığınızı, görünmez olduğunuzu hissedersiniz adeta. Küçülmüş, küçücük kalmışsınızdır, dünya ise kocaman! Bir yumru tıkanmıştır boğazınıza, konuşamazsınız. O sırada kendini bilmez, serseri bir gözyaşı hazır beklemektedir, düşmek için yanağınıza. Yalnızlığınız pusu kurmuştur yollarınıza hele de soğuk ve yağmurluysa dışarıdaki hava.
Sonra birden değişir her şey, siz anlatamaz sanırken kendinizi, anlaşılabildiğinizi hissedersiniz; Ne hissettiğinizi, ne demek istediğinizi! Çorak yüreğiniz sevgiyle yeşerir, bir çift tatlı söz, bir bakış içten, sizi kendinize getirir!
Doğum günümdü geçen hafta. Çiçekler, yazılan kelimeler, söylenen sözcükler, yapılan muhteşem sürprizler. Hepsinde sevgi vardı, özen vardı, emek vardı ve benim için bunlar, çok ama çok anlamlıydı. Yüreğine bir şekilde dokunduklarım, benim de yüreğime dokundular sihirleriyle. İyi ki doğdun derlerken tüm sevgileri ile İyi ki doğmuşum dedirttiler tüm kalbimle! Yalnız değilim dedim kendime hatta çok güçlüyüm aksine, dostlarım var yanımda. Kalbim, kıymet bilenlere teslim. Ve anlaşılabilmişim demek ki dedim; Sevdiğimi, verdiğim önemi gösterebilmişim!
Bu haftanın yazısı sizlere ithafen o yüzden! Bir şekilde yanımda olan, elimi tutan, beni okuyan, anlayanlara; Dostlara!
Aşk, bir bedende iki ruh, dostluksa iki bedende bir ruhtur. Öyle bir ruhtur ki o, dolduramaz yerini ne ana ne kardaş. Aileden ari, aşktan gari başkadır dostluk. Karanlık gecelerin aydınlık düşüdür o, bir telefon kadar yakın. Mutluluğunuzda yanınızda olan, acınızda elinizi tutan, başarınızda en önde alkışlayan! Yeri geldiğinde kimseye anlatamadıklarınızı dinleyen, kendinize dahi itiraf edemediklerinizi bilen, kol kanat geren! Sizinle üzülen, sizinle özleyen, sizinle sevinip sizinle gülen! En mantıksız en imkansız’larınızı dinleyen, destekleyen, sevdiğini söyleyen bunu da gösterendir dost!
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine.” demiş Nazım Hikmet…
Demiş de dost kavramının ağırlığından bahsetmemiş. Zordur dost bulabilmek de, olabilmek de, kalabilmek de! Zaman içinde birçok badireden, engelden, tecrübeden geçerek oluşur. Çaba gerekir, emek ve fedakarlık da. Beslemezsen ölür, harlamazsan söner.
Kimisiyle sohbetler edersin uzun uzun, iyi gelir aklına- ruhuna. Kimisiyle en gizli yaşadıklarını, derin mevzuları paylaşırsın, imkansız düşlerini. En komik, en eğlenceli anlarınızın tanığıdır kimisi, en çok onunla gülersin, karnın ağrıyana dek. Sık konuşamadığın vardır ama bilirsin orada olduğunu. Güneş gibi hani, dokunamazsın ana ısınırsın. Görüşemediğin vardır, sana senden yakın. Bir sevincinde kalpleri titrer, bir üzüntünde gözyaşı hazır bekler.
En güzel şarkılar, dostlarla söylenenlerdir, en keyifli zamanlar onlarla geçirilenler.
Bir sevincinizde kalpleri titrer, bir üzüntünüzde gözyaşları hazır bekler. Sesinizden anlar dost, ihtiyacınız olduğunu, değil bir satırınızdan bazen tek satır yazmamanızdan hisseder. Koşarak gelir, sorgusuz sualsiz, yanınızda olur.
Ne kadar zorlaştı hayat, her geçen gün daha da zorlaşıyor sanki. Omuzundaki yükü paylaşmak istiyor insan, omuz arıyor yaslanabileceği. İyi gününde kötü gününde yanında olsun istiyor birileri, tutsun elini, kavrasın yüreğini. Sevincini rahatça yaşayabileceği, karşısındakinin en az kendisi kadar mutlu olduğunu bilebileceği birini istiyor. Sırrını korkmadan anlatabileceği, acısını paylaşabileceği. Zordur dost bulmak da dost olmak da, basbayağı sanattır valla. Benim tavsiyem net; Yanında iç huzursuzluğu hissettiğin insandan uzak dur! Çünkü iç huzuru, dostla dost olmayanı ayıran en sağlam duygudur. Dostluğun atardamarı, pek tabi ki güvendir. Güven bitti mi, dostluk da toparlanıp gider. Güvenine layık olmayan, sevgine de layık değildir ve bir şey diyeyim mi; İnanın güven, sevgiden önce gelir!
Ne çok kullanırız değil mi; “Bana dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim’” sözünü. Çünkü doğrudur, biliriz özünü. Kişinin dostu, aklının kılavuzudur. Herkes kendi kalitesine göre dost edinir, onlarla gezinir. Tıpkı kuşlar gibi; Kartallar kartallarla, kargalar kargalarla! Siz hiç kargayla uçan kartal gördünüz mü, elbette asla!
Onca yaşanmışlıklar, anılar, tecrübelerden sonra derim ki; Hayallerini, umutlarını, hedeflerini destekleyen, seni yüreklendiren, omuz veren, seninle aynı yöne bakan, aynı değerlere sahip insanlarla dost olmalı. Malum iki tane 5 lira da 10 lira, on tane 1 lira da 10 lira. 1 liralık insanlarla dost olma, üzer! Şöyle diyeyim; “Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder!”
Aslında işin özeti şu; İnsanlar eğlenebildikleriyle arkadaş, anlatabildikleriyle dost, ağlayabildikleriyle kardeş olur.
Ve size bir tüyo vereyim mi;
İyi dostu olanın, aynaya ihtiyacı yoktur!
CANSEN ERDOĞAN
www.cansenerdogan.com
twitter: @cansenerdogan
instagram: @cansenerdogan