Kadının Kıymeti!
Meğer genetik kodlamamızdaymış bütün tahribat. Yüzyıllardır içinde yaşadığımız toplumun, henüz doğmadan değer biçtiği, paye verdiği, kader diye kulağımıza üflediği yazgıymış sorgulanan ve de suçlanan.
Kadının kıymeti, aslında değersiz addedilişi, dedelerimizin dedelerinden miras kalan, antika bir düşünceymiş, hiç de paha biçilmez olmayan.
Son günlerin popüler dizisi ‘Muhteşem Yüzyıl’ı izlerken geçtiler bu düşünceler. Okullarda öğretilenlerden ari, tarih kitaplarında yazılanlardan gayri, bir ucu Viyana’ya kadar uzanmış, yedi cihanda hüküm salmış ve kadına hak ettiği değeri vermemiş koskoca bir imparatorluğun varislerinden biri olduğumuzu fark ettim bir an. Harem adı verilen kıskaçta, köle kadınların, giydirilip süslenip padişaha sunulmasından ibaret yaşantılarını izlemek, ürpertti bedenimi, dondurdu beynimi. Üstelik şanslı kadınlardı onlar, saray himayesinde, sahiplerini bekler vaziyette. Oysaki ,Kösem’den Hürrem’e, Turhan’dan Safiye’ye aynı imparatorluğu karıştıran, tarumar eden de kadınlar olmuştur; ‘’Aklı ermez kadın kısmının denilen, ‘saçı uzun, aklı kısa’ akıllı kadınlar…
Akıllı kadın denilince Hülya Avşar ismi, dönüp duruyor. Hani yuvasını kurtarmak adına eşinin yaptıklarına, alenen çapkınlıklarına ses çıkarmayan, yalanlamaktan usanmayan tavrıyla, ayakta alkışlanan.
Italik yazıyla, büyük harflerle kocaman bir HAYIR yazıp, atıyorum altına imzamı. Akıllı kadın, ayağı ile yer asındaki mesafeyi kontrol edebilen kadındır. Gururunu ayaklar altına almamak için bu mesafeyi iyi ayarlayandır. Gözünün içine baka baka yalan söyleyene ses çıkarmayan değil, bu yalana gerek bırakmayandır. Vakti geldiğinde gidebilen, vazgeçmesini bilendir. Akıllı kadınların suskunluğu, asaletlerindendir. Konuşacak çok şeyleri olduğu için, suskunlukları da büyük olur. Ve Sustuklarında, dillerini dikenli tellere dolar, konuşunca da önce kendileri kanarlar…
Taşıması zor kadındır akıllısı, ağır gelir bünyeye. Çoğu kez bozar bile adamı. Zeki kadın sever erkekler.
Takıp kollarına, göstermek isterler. Zaman zaman , zeka yarışında yenilince, kızıp küserler. Büyümeyen çocuklar gibi, yenilgiyi hazmedemezler. Cem-i cümleye karşı, yanlarındaki kadının zekasıyla övünürken, o zeka kendilerine kullanıldığında, öfkeden deliye dönerler. İktidarına halel gelmesin, eksiklikleri görünmesin diye giderler, kendine güvensiz erkekler…
Gururlarına sımsıkı yapışır geri kalanı feda eder akıllı kadınlar. Acıları boylarını aşsa da, sesleri çıkmaz, zerafetleri bozulmaz. Pişmanlık cümleleri, dönüp durmaz dillerinde. Sustuklarında bile, çok şey söyleyebilirler gözleriyle. Ne istediklerini değil belki, ama ne istemediklerini iyi bilirler. İstemediklerinde, arkasını dönüp giderler. İstenmediklerinde, kabullenip yollarına devam ederler. Yarım yamalak sevgileri, bölük börçük nefretleri, sevmez akıllı kadınlar. Çünkü sevgilerini hak edecek insanlar, öfkelerine değecek düşmanlar lazımdır onlara. Hatun kişinin mayası bellidir; Sevdi mi tam sever, bitti mi bir kalemde siler…
Akıllı kadın, aptal olmayan ama aptal taklidi yapabilen kadındır. Yeri geldi mi mahallenin muhtarı, yeri geldi mi görmedim-duymadım-söylemedim diyen üç maymunun, en iyi arkadaşı. Susulacak yeri de bilir, haykıracak yeri de. Zordur kandırmak onları; Gözleriyle görmeseler de, kalpleriyle hissederler.
“Adamın biri, şeytanı yakalamayı çok istiyormuş. Sormuş, soruşturmuş, ne yaparsam yakalarım diye. ‘40 yıl sadece ibadet edeceksin, başka bir şey yapmayacaksın’ demişler. Adam da 40 yıl, sadece ibadet etmiş ve nihayet 40 yılın sonunda, şeytanı yakalayıp bir şişeye hapsetmiş. Günlerden birgün karısına; "Ben bir dışarı çıkıyorum, sakın o şişeye dokunma" demiş ve gitmiş. Ama kadın ya, merak etmezse olmaz. Almış eline şişeyi, evirmiş çevirmiş ve kapağını açıvermiş. Şeytan da hemen fırlamış şişenin içinden.
"Seni aptal kadın, kocanın 40 yıl uğraştığını, sen 1 saniyede mahvettin."
Kadın; "ne yaptım ki ben?" demiş.
Şeytan: "ne olacak, beni şişeden kurtardın, oysa kocan ne çok uğraştı."
Kadın; "ben öyle bir şey yapmadım ki."
Şeytan: "az önce şişenin kapağını açan sen değil miydin?"
Kadın: "evet ne olmuş?"
Şeytan; "işte sen kapağı açınca herşey mahvoldu. ben serbest kaldım."
"Sen, hiç o şişenin içinde değildin ki." demiş kadın.
Şeytan; "kör müsün be kadın, şişenin içinde çıktım ya!"
Kadın; " sen o şişenin için nasıl sığacaksın ki?"
Şeytan; "gireyim de nasıl sığdığımı gör." demiş sinirle ve şişeye girmiş. Şişeye girmesiyle de, kadın şişenin kapağını kapatmış ve;
"bak kocamın 40 yıl uğraştığı şeyi, ben 5 dakikada da başardım." demiş.
Şeytan da bunun üzerine:
"Allah’ım, madem kadını yaratacaktın beni neden yarattın." demiş.
Kıssadan hisse; Her kadın akıllıdır, sadece aklını kullanmayı bilen ve de bilmeyen kadın vardır. Akıllı erkek de böyle bir kadını bulup seçen, kıymetini bilendir…
Cansen Erdoğan