Tek Çocuklar Kulübü
Tek çocuklar kulübünün bilmem kaç yıllık üyesi olarak geçirilen, evdeki tek hâkimiyet, hükmen ilan edilen monarşik dönemden sonra, ansızın gelen yeni üyeyle birleşik krallığa geçiş, hiç de kolay değildir. Teyze, yenge, halalar amcalar, konu komşudan dost ahbaba kadar kocaman bir sevgi yumağının tam ortasında, zafer kazanmış bir komutan edasıyla salınırken bir anda durum altüst olur. Varlığını, annenin karnındaki kocaman şişlikle belli eden, kucağına hop diye atlayamamakla kendini gösteren bu yeni kat sakini, çığlık çığlığa geliverir hayatınıza… İlk darbesi, gün boyu annenizin göğsüne yayılıp size zafer bakışları attığında, ilgi kendinden azıcık kayınca avaz avaz ağladığında olur. Siz daha ‘hop noluyor ya’ diyene kadar, size hayran güruh, onu görmek için düşmüştür yollara. Kucaklarına almak için sırada, ‘ne tatlı bir bebek bu maşallah’ nidaları duyulur sonra da. Siz ise kalesi düşmüş, defteri dürülmüş bir padişah edasıyla sessiz sedasız kabullenirsiniz, içinizde patlayan çocuksu fırtınalarla…
Zaman geçtikçe, bir sarmaşık olup dolanır yüreğinize, sökmek imkânsızdır artık. Kardeşiniz, hayattaki ilk arkadaşınız olmuştur bile. İlk kavganız, paylaşılamayan, tek bacağı kopuk bir bebek yüzünden olur mutlaka. Ardından kıyafet kavgaları gelir saç saça baş başa. Biraz büyüdükçe telefon sırası başlamıştır aranızda; nöbet tutulmaya başlanmıştır telefonun başında. Birisi biraz fazla konuşsa, kızılca kıyamet kopar ortalıkta…
Gece yarılarına kadar sürer sohbetler, aynı odayı paylaşınca… Nice hayaller gezinir odanın dört bir yanında, muzurluklar akseder duvarlarda, aynalarda. Geleceğe dair ümitler, ebeveynlere karşı stratejiler belirlenir, bu sevimli karargâhta… Bireysel hedefler için ortak hareket etmek ilk böyle öğrenilir hayatta. Kavga edip de girdiğinizde birbirinize, ayırmaya gelen anneye karşı birleşilir, üstüne bir de anne suçlu ilan edilip, odadan ihraç edilir. En şiddetli kavgalar, bağırış çağırış tartışmalar, iki dakikada geçer gider. Hiçbir şey yokmuş gibi sarılıp öpüşülür, unutulur gider.
Büyüdükçe, kavşaklar ayrılır. Sevdaları, aşkları, acıları, ayrı dünyalarda yaşar. Ama arada yollar ayrılsa da kalpler hep bir atar. Birbirlerine gülüşlerini bırakmışlardır, bu emaneti de hep saklarlar.
Candır kardeş, cana can katandır. Kızıp kükrese de sizi hep en çok koruyandır. Kimseler kalmasa da etrafınızda, o hep yanınızda olandır. Dağdan gelip bağdakini kovan olsa da, satsan satılmayan, atsan atılmayandır. En saf günlerinizi, çocukluğunuzu paylaşandır. Sizinle aynı malzemeden yapılan, aynı kanı taşıyandır. Benzerinizdir aslında; kalbi kalbiniz, kalbiniz kalbidir…
Onun canı yandığında, canınızın yandığıdır. Karşılıksız sevip, üzüntülerini yüklendiğinizdir. Kılına zarar gelse, dünya tersine dönendir. Mutsuz olduğunda, içinize anlamsız bir huzursuzluk, sonsuz mutsuzluk çöker, gitmez o azıcık gülümseyene, gözleri gülene kadar…
Kardeşlik umutlar tükendiğinde tutulan eldir. Her şeyin yoluna gireceğini söyleyen huzur dolu gözlerdir. Sevmediğin yerde bile, birlikte eğlenebilmektir. Pembe yalanlar söyleyebilmek, birlikte geliştirdiğiniz humba - humba dansını edebilmektir. Hastanede başucunda, gözünü kırpmadan bekleyebilmek, kılına zarar vereni, yine gözünü kırpmadan öldürebilmektir. Çünkü kardeşlik ölümünedir…
Küçükken tam bir baş ağrısı, boşuna yenen zılgıttır kardeş. Büyüyünce can yoldaşı, kan sırdaşıdır. Küçükken oyuncaklarını, büyüdükçe sırlarını, canını paylaşmaktır. Ekmeğini, suyunu, aşını, hayatını paylaştığındır. Yavrusu yavrun, Yavrun yavrusudur. Kızsan da kırılsan da kıyamadığın kıymetlin, çok özlediğin, onsuz hayat düşünemediğindir.
En karmaşık ilişkidir kardeşlik; en büyük rakip olarak başlarsın hayata, en yakın arkadaşın oluverir. Annen baban, annesi babası olursun zaman zaman, minik yavrundur çoğu zaman. En çok söylendiğin, dır dır edip şikâyet ettiğin ama hemen affettiğindir. Uğruna azar işittiğin ama en çok kolladığındır. Yapımda ve yayında emeği geçen ailenin sana en kutsal yadigârıdır.
Etle tırnaktır kardeşlik, bir ömürde aynı kaderi yaşamaktır. Kardeşler ayrılmazlar, ölüm bile olsa arada. Ön teker nereye arka teker oraya. Siz sadece ayrı zannedersiniz, oysa onlar oyuncağını paylaşamayan ama canlarını paylaşan kardeştirler aslında, hep de öyle kalacaklardır bu hayatta…
Cansen Erdoğan