Hatun Kişi Niyetine! ...
Tüm gelgitleriyle, içlerinden yükselen derin senfonilerle zor zanaat, kadın olmak…
Yeryüzünün en karışık, en çözülemez, en vazgeçilemez varlığı, kadınlar. Bir serüvendir yaşamak kadınları, anlaşılamayan, anlatamayandır onlar. Seçilen olmuşlardır, satılan, dövülen, hor görülen. Kıymeti bilinmeyen, değer verilmeyen, yüzyıllardır. Erkeğin kanatları altında, erinin kararlarıyla yaşayan, söz hakkı olmayan hatun kişiler…
Kırsal kesimde bu devam ediyor ne yazık ki ama modern zamanın şehir kadınları için başka bir dönem başladı. ‘kız kıza’ muhabbeti, aldı başını, yürüdü, gitti. Lokantalar, üçerli, beşerli kız arkadaşlarla dolu, eğlence yerleri bildiğin kadınlar matinesi. İşleri, güçleri, altın-dolar günleri var. Evcil hayvanları, kankaları, sayısız kitapları, bazen tek başına bazen kızlarla gittikleri sinemaları var. Kaçırmadıkları konserleri, sergileri, koşarak bilet aldıkları tiyatro oyunları da cabası. Fırsat bulabildiklerinde çıktıkları seyahatleri, kız kız ev muhabbetleri, gıybet saatleri, küçük, zararsız flörtleri, zorla pişirmedikleri yemekleri saymıyorum bile.
“Her genç kızın rüyası, Zetina dikiş makinesi” sloganlı reklamlar yerini; ‘Eş-siz’ kadın olmak temalı söylemler aldı. Gelecekle ilgili tek beklentisi, bir koca bulmak, evinin hanımı olmak değil artık modern zaman kadınının. Bekarken hiç de mutsuz olmadıklarını fark ettiler. Susmanın, sabretmenin, görmez gelmenin kaçınılmaz sonu engellemediğini, el alem denen canavarın, toplum denen baskının ağzından salyalar aka aka; ‘evlilik’, ‘evlilik’ diye haykırmasının çok da umurlarında olmadığını fark ettiler. İmzayla ipotek altına aldıkları özgürlüklerini, tahliye ettirdiler. İçsel yolculuklara çıktılar kendileriyle, sokaklarında kıkırdayarak dolaştılar şehrin bilinmeyen kenar köşelerinde. Uzak ülkeler, yeni kültürler çağırdı onları usul usul…
Nasıl mı böyle oldular ya da doğru deyişle niye mi ?
Yorulmuşlardı çünkü,kırılmışlardı. Herşey yoluna girecek diye bekleye bekleye, düzelir diye umut ede ede tükenmişlerdi. Ve bir sabah uyandıklarında, hiç kimseye ihtiyaçları olmadıklarını fark ettiler, kendilerinden başka. Yanlış bir kalpte olmaktansa yalnız olmayı tercih ettiler. İmzayla pranga altına aldıkları hayallerini, kurdukları düşleri, serbest bıraktılar bir uçurtma ile gökyüzüne. Şimdi koşuyorlar geleceğe, ellerinde o uçurtma ipleriyle, uzanarak güneşe…
Nerede görürseniz görün şıp diye tanırsınız onları çünkü ne kahkahaları tutsak, ne gözyaşları sinirli, ne de arzuları hapistir. Gururlarına sımsıkı yapışır geri kalanı feda eder bu kadınlar. Acıları boylarını aşsa da, sesleri çıkmaz, zarafetleri bozulmaz. Pişmanlık cümleleri, dönüp durmaz dillerinde. Sustuklarında bile, çok şey söyleyebilirler gözleriyle. Ne istediklerini değil belki ama ne istemediklerini iyi bilirler. Yarım yamalak sevgileri, bölük pörçük nefretleri, sevmezler. Sevgilerini hak edecek insanlar, öfkelerine değecek düşmanlar lazımdır onlara. Hatun kişinin mayası bellidir; Sevdi mi tam sever, bazen altını, bazen üstünü çizer. Bir kadına süpürge de verebilirsiniz uçması için etrafta, taç da verebilirsiniz taksın diye başına. Verdiğiniz ne ise, dönüşü de o olur size. Yani diyeceğim o ki efendiler; Cadı ya da prenses, ne istiyorsanız ona göre davranın yanınızdakine. Sonra söylemedin demeyin de !
Bir ipucu daha vereyim, bu kadınlar aptal olmayan ama aptal taklidi yapabilen kadınlardır. Susulacak yeri de bilirler, haykıracak yeri de. Zordur kandırmak onları; Gözleriyle görmeseler de, kalpleriyle hissederler. Bu kadınların suskunluğu, asaletlerindendir. Konuşacak çok şeyleri olduğu için, suskunlukları da büyük olur. Ve Sustuklarında, dillerini dikenli tellere dolar, konuşunca da önce kendileri kanarlar…
Damarını kessen özgüven akarbu kadınlarda…
Yürüyüp geçerken yanınızdan bakarsınız arkasından, ürperirsiniz rüzgarından…
Lodos olup yağmur gibi akar damarlarınızdan, bir an denizden eser, bir an karadan.
Huzursuz bir kalabalıktansa sade bir yalnızlığı tercih ederler.
Güven verirler, diyeceklerini ya da demeyeceklerini bilirler.
Şiir gibi konuşup, şarap gibi sarhoş ederler.
Hep kalacak sanırsınız, his küsmeyecek, hiç bitmeyecek, değişmeyecekler,
Ve bir gün;
Bu kadınlar, hayatınızdan öylece geçip giderler…
………………………………………………………………………………………………………………………………
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN !
CANSEN ERDOĞAN
twitter : @cansenerdogan
instagram : cansenerdogan
Snapchat : cansencann